Angola ve Türkiye
NE İŞİMİZ VAR ANGOLA’DA ?
Ne işimiz var Libya’da, Suriye’de, Irak’ta, Katar’da, Somali’de, Sudan’da, Doğu Akdeniz’de, Arnavutluk’ta ilâ ahiri, liste epeyce uzun. Kıymetli dostlarım, böyle eblehçe sualleri Türkiye’de kimlerin sorduğunu herkes biliyor; onları “bulundukları yerde” bırakıyorum; ben zaten makalelerimi, onlar için değil, Devletimizin ve Milletimizin istikbâli ile dertlenen insanlar için yazıyorum. Aslında çok işimiz var oralarda.
ANGOLA, Afrika’nın güneybatısında, Atlas Okyanusu’na sahili olan 1.246.000 Km2 yüzölçümüne ve 33 Milyon nüfusa sâhip, yeraltı zenginlikleri ve ekonomik potansiyeli de dâhil olmak üzere, stratejik kıymet ve ehemmiyeti çok yüksek bir ülke.
İlk gençlik zamanlarımda dünya haritasını önüme açar, “ben Türkiye’nin başında olsaydım, en öncelikli olarak hangi ülkelerle sağlam münasebetler tesis ederdim” diye bakardım.
Endonezya, Malezya, Vietnam, Filipinler, Bangladeş, Pakistan, Sri Lanka, Afganistan, Finlandiya, İrlanda, Venezüella, Arjantin, Madagaskar, Kenya, Somali, Sudan, Nijer, Nijerya, Mali, Çad, Mısır, Libya, Tunus, Cezayir, Fas, Umman, Yemen, Katar, Arnavutluk ve bugünkü mevzumuz olan ANGOLA, benim gözümde stratejik kıymet ve ehemmiyetleri “en üst seviyede” olan ülkelerdi.
Angola’nın stratejik kıymet ve ehemmiyetinin en büyük sebebi, Ümit Burnu’nu ve Atlas Okyanusu’ndan Hint Okyanusu’na geçişleri kontrol edebilecek bir mevkide bulunmasıdır. Zaten bu sebeple de, bu ülkedeki insanların başları, sömürgeci devletler ile hep belaya girmiştir. 70’li ve 80’li yıllarda bu ülkede ABD’nin ve SSCB’nin, kendilerine bağlı gerilla teşkilâtları vasıtasıyla nasıl çatır çatır bilek güreşi yaptıklarını gayet iyi hatırlıyorum.
Bu değerlendirmeleri yaptığım zamanlar, SSCB (Rusya’nın patronajındaki Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) varlığını devam ettirdiği – ve zaten bizim neslimize, okullarımızda diğer soydaşlarımız olan Azeriler, Türkmenler, Kazaklar, Özbekler, Tacikler ve Kırgızlar hakkında bilgi verilmediği – için, onların mukim bulundukları coğrafyaları, ayrı bir devlet olarak telâkki etmiyordum. Binâenaleyh bugün bu “süper lig’e, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ı da dâhil ediyorum.
Keza, yine SSCB’nin yıkılması ile bağımsızlıklarına kavuşan Ukrayna ve Gürcistan’ı da, bu “süper lig”e rahatlıkla dâhil edebiliriz.
Yukarda isimlerini zikrettiğim ülkelerin çoğu ile bu münasebetler tesis edilmiş vaziyette, elhamdülillah. Demek ki, “haritaya doğru nazar ile bakılınca”, aklın yolu da birleşiyor.
“ÖZGÜL AĞIRLIĞI” ÇOK YÜKSEK BİR SİYASİ GELİŞME
Kıymetli dostlarım, ANGOLA ile TÜRKİYE, tarihi ve çok büyük bir adım attılar, aralarında 10 kadar anlaşma imzaladılar. Ayrıca, “savunma sektöründe” de işbirliği yapacaklarını beyan ettiler. Bu güzel gelişmeden dolayı büyük bir heyecan ve mutluluk hissediyorum.
Rabbimiz bu münasebetlerin en az 10 sene “arızasız bir şekilde” devamını nasip ederse, bugün benim hissettiğim heyecan ve mutluluğun sebebi tam olarak o zaman anlaşılacaktır inşallah.
Kıymetli dostlarım, Reisimiz çok büyük oynuyor. Onun büyük bir “strateji dehâsı” olduğuna dair kanaatim, bu gelişme ile bir defa daha pekişti. Rabbim yardımcısı olsun inşallah.
ON OSMANLI GÜCÜNDEKİ YENİ Türkiye’nin ilmek ilmek dokunduğu bu güzel gelişmeler karşısında, bizim muhalefet partilerinden tek kelime bile müspet bir açıklama yapılmaması, onların hem “stratejik gaflet, dalâlet ve cehaletlerini”, hem de “bozuk niyetlerini” ispat ediyor !
Selâm ve dua ile kıymetli dostlarım.
Rasim Duman
27 Temmuz 2021 – Kayseri
Yorum Yaz