Tarih

Çanakkale Savaşı

Çanakkale Zaferinin 108. Yılı Kutlu olsun. 

canakkale - Çanakkale Savaşı

Bir dizi yenilgi ve başarısızlıklardan (Balkan savaşları) sonra gelen büyük bir zaferdir Çanakkale savaşı. Kendinden her bakımdan üstün düşmana karşı Osmanlı Devletinin son kalesi İstanbul’un ele geçmemesi için canını dişe takarak yaptığı, küllerinden yeniden doğan bir Anka kuşu gibi var olduğu bir zaferdir.

Bu zaferi, ülkenin kaymak tabakası denilen okumuş gençlerini de feda ederek kazandık. Bunun eksikliğini Cumhuriyet’in ilk yıllarında çok hissettik. Her ümitsiz olduğumuz konuda, yılgın olduğumuz zamanda dönüp geriye baktığımızda ders alacağımız, destek alacağımız örneklerden biridir Çanakkale…

Burada savaşın detaylarını tekrardan anlatmak yerine iç yüzünden, müthiş oyundan bahsetmek faydalı olacaktır. Çanakkale Savaşı ile ilgili yayınlanmış binlerce kitap ve pek çok film arşivi var. Ayrıca savaş esnasındaki yazışmaları ve raporları ihtiva eden, dünyanın muhtelif devletlerine ait henüz gün ışığına çıkmamış yüz binlerce belge var.

Bütün bu yazılı bilgi ve belge çokluğuna rağmen, ne yazık ki bu savaşın asıl sebebini inceleyen eser veya kayda geçmiş bir inceleme hemen hemen hiç yok gibidir. Oysa bu büyük hadisenin can damarı burasıdır. Yoksa yazılanlar, filmlere senaryo malzemesi olmaktan öteye geçmez. Zira sahne önünde yaşananlar, en kolay anlatılacak kısımdır.

Oysa asıl mühim olan, o sahnenin gerisinde olup bitenlerdir.

Hadiseler olup biterken, sıcağı sıcağına yapılan açıklamaların büyük bir kısmı gerçekleri gizler mahiyettedir. Politikacı, asker veya her kademeden devlet adamları, o esnada, hedef şahsı, kitleyi, ya da devleti hangi istikamete yönlendirmek istiyorlarsa o şekilde konuşmaktadırlar. Oysa kapalı kapılar ardında yapılan konuşmalar, hesaplar, planlar tamamen farklıdır.

Bu ülkede Çanakkale Savaşı gibi dünya tarihinin en mühim hadiselerinden birini yaşamış olan taraf olarak, yüz yıl sonra artık film seyretmeyi bırakmamız lazım. Bu savaşın perde gerisini iyi tahlil etmezsek, Allah muhafaza, ”son kale” de elimizden gider.

Bazıları, tarihin bu en kanlı, en vahşi oyununa “sevimlilik” vermek “öpeyim de geçsin” yüzsüzlü­ğüyle vahşeti affettirmek, mukaddesatımıza, vatanımıza ve canımıza kastedenleri hala “medeni” diye takdim etmek istiyor.

Rabbimiz bizlere bu dünyada bilhassa Anadolu’da yaşayanlara cennet gibi bir yurt bahşetmiştir. İşte bu vatanın kadr-ü kıymetini bilmek için, bu topraklar üzerinde can vermiş o şehit dedelerimizi ve onların davalarını çok iyi tanımak lazımdır. Oynanan oyunları, kurulan tuzakları ve en mühimi de şehitlerimizi ve onların davasını unutmamak gerekir.

Allah Teâlâ’nın Cihat emrine hayatlarını hiçe sayarak koşan, Allah’ın emanetlerine sahip çıkmak için canını seve seve feda eden o Necip, asil ve kahraman insanlara karşı mükellefiyetlerimizden birisi de; hem onların yüce davalarına ve üzerinde şehit düştükleri bu vatana sahip çıkmak, hem torunlarının maddi ve manevi hayatlarını muhafaza etmektir.

Müthiş Oyun

20. Yüzyıla girildiğinde, asırlardır büyük hedeflerine ulaşmak için çalışan iki millet müşterek çalışma yapmaya karar vermişti. Bu iki millet, İngilizler ve Yahudilerdi.

Her iki milletin de düşüncesi hemen hemen aynıydı: İkisi de dünyadaki bütün siyasi güçleri, bütün devletleri hakimiyetleri altına almak; fikir, kültür ve ekonomiyi kontrol altında tutarak ve diledikleri gibi yönlendirerek karşılarındaki insanları köleleştirmek istiyorlardı.

İngiltere bu sahada hayli yol kat etmişti. 19. Yüzyıl başlarından itibaren Afrika ve Asya’da pek çok ülkeyi sömürgeleştirmiş, hakimiyeti altına almıştı.

İngiltere sömürgeleştirdiği ülkelerdeki ucuz iş gücünü kullanarak o ülkelerin zengin madenlerini çıkarttırıyor, yine o topraklarda keten ve pamuklu dokuma imalatı ile bu sahada adeta tekel kuruyordu. İngiltere’nin sanayi devriminde ve zenginliğinde sömürgelerden temin edilen ham madde ve ucuz emeğin büyük katkısı vardır.

Devamı> MÜTHİŞ OYUN >

* * *

Çanakkale ve savaş hakkında kısa bilgiler

Gelibolu yarımadasında olan bu savaşın adı tarihe Çanakkale savaşı olarak geçmiştir. Gerçekte ise Gelibolu savaşıdırÇanakkale’nin ilk ismi “Troas”tır. Sonradan “Hellespontos” ismiyle anıldı. Osmanlı Devletinin Çanakkale’yi fethinden önce “Dardanellos” adını almıştı. Osmanlı idari sisteminde Sancağı Biga ilçesidir. Yani ilin eski merkezi “Biga”dır. Fâtih Sultan Mehmed Han, Çanakkale’nin Anadolu topraklarında bir kale yaptırdı. Bu sebeple şehre “Kale-i Sultani” ismi verildi. Son asırlara kadar bu isimle anılan şehir, kalenin çanağa benzemesi veya çanak-çömlek sanayinin ileri olması ile “Çanakkale” ismiyle anılmıştır.

Çanakkale savaşları zamanında Padişah, (Sultan Reşat) 5. Mehmet Reşad idi. II. Abdülhamid veya Vahdeddin değildi.

Çanakkale savaşlarında zabıt katipliği yapmış ve o zaman Asteğmen olan İbrahim Hulusi Yahyagil, Başkomutanlığın; “Son taarruzda bütün subaylar ve erler abdestli olacak, şayet su bulunmazsa teyemmüm edilecek.” nakletmiştir.

KOMUTANLAR

Enver Paşa Harbiye Nazırı

Mehmet Esad Bülkat Paşa / Orgeneral

M. Fevzi ÇAKMAK V. Kolordu / Anafartalar G.K.
Yakup Şevki SUBAŞI 19. Piyade Tümen Komutanı
Kazım KARABEKİR 14. Piyade Tümen Komutanı
İzzettin ÇALIŞLAR 19. Piy. Tüm. Kom /Kur. Başk.
M. Selahattin ADİL 12. ve 13. Piyade Tümeni Kom.
Şükrü Naili GÖKBERK 7. Piyade Tüm. Kurmay Başk.
Mehmet ARİF 5. ve 11. Piy. Tüm. Kurm. Başk.
Kemalettin SAMİ Kuzey Grup Kurmay Başkanı
Fahrettin ALTAY 3. Kolordu Kurmay Başkanı
Kazım İNANÇ 5.Ordu Kurmay Başkanı
Cevat ÇOBANLI 14. Kolordu Komutanı
Nihat ANILMIŞ 2. Ordu Kurmay Başkanı
M. Kemal ATATÜRK Anafartalar Grup Kom.
Nazif KAYACIK 5. Alay Komutanı
Cemil CONK 4. Piyade Tümen Komutanı

Yorum Yaz

Yorum göndermek için buraya tıklayın

Web Site Hakkında

Sivrihisar Web Medya

Sivrihisar Şehrengizi

sivrihisar sehrengizi 1 - Çanakkale Savaşı

Gönül Dağı Dizi Film

dizi